Kuşadası’nın kurtuluşu için doğal afet gerek!

Kuşadası’nın kurtuluşu için doğal afet gerek! Kuşadası’nın kurtuluşu için doğal afet gerek!

Kuşadası doğumlu genç bir isim Şehir Plancısı Melis Tekcan. Lise’yi Söke Anadolu öğretmen Lisesi’nde, Üniversite’yi ise İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü’nde okur ve mezun olur. Mezun olduktan sonra, mesleği çerçevesinde, iş hayatına atılana kadar gelişimine devam eder. Alanı ile ilgili deneyim sahibi olur farklı kazanımlarla ve 2020 yılının Ocak ayında, hayallerini gerçekleştirecek giriş kapısı olan, ‘’Ada Plan’’ ofisini açar. Amacı, tabi ki daha güzel bir kent hatta daha yaşanır bir dünya yaratmaktır diğer meslektaşları gibi.  Ada Plan Danışmanlık Ofisi sahibi, Şehir Plancısı Melis Tekcan ile hayatı ve dünden bugüne Kuşadası’nın planları hakkında dopdolu bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kuşadası’nı kuş bakışı görüp, gördüğü yerleri çizimleriyle buluşturan yetenekli bir isim Şehir Plancısı Melis Tekcan. Peki, ‘’Şehir Plancısı’’ dediğimiz zaman ne anlamamız gerekiyor?

Şehir Plancısı, şehrin, yapısal olarak düzenli ve planlı gelişmesinin sağlanması adına öneri ve projeler oluşturan ve bunları uygulamaya geçiren uzman kişi olarak tanımlanıyor. Öneri oluşturulurken şehri etkileyecek olan bütün mekânsal, tekniksel, kültürel ve sosyal faktörler göz önünde bulunduruluyor. Kent planlamasında, yönetim birimleri ve mühendislerle ortak bir çalışma sergilemektir.

Avrupa’da, önce altyapı hazırlanıp sonra imara açılıyor. Türkiye’de,  süreç tam tersi şekilde işliyor. Bu durum hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Altyapı bir kentin en önemli unsurlarından biridir. İlk önce kenti planlayıp, altyapıyı ona uygun olarak yaptığımızda, bazı bölgelerde uyum sağlamayabilir veya daha zorlu çözüm süreçleri doğurabilir. Altyapı uygulamaları, plan uygulamalarından sonra işleme alındığında var olan yapıların, belli alanlarda sorun olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye’de bu durum biraz farklı. Nedeni ise ülkemizde bazı altyapı elemanları yeni yeni kullanıma geçmektedir. Bu nedenle, zaten mevcutta var olan planlara uygun olarak hatlar döşenmektedir. Kuşadası örneğinde, doğalgaz altyapı yatırımlarını göz önüne alırsak; ilçe zaten 80’lerde planlarda ve uygulamada doygunluğa ulaşmış durumdaydı. Kentte bu kadar fazla yapılaşma olduktan sonra doğalgaz yatırımı yapılmış olup hatları ve boruları döşenmeye başlamıştır. Bu durum doğal olarak bazı bölgelerde problemler yaratmıştır. Biz, şehir plancıları olarak, plan yaparken her resmi kurumdan görüş talep etmekteyiz. Bu kurumlar kendi bünyelerindeki planlarda bulunan yatırımlarını inceleyip, alanla ilgili bilgileri vermektedirler. Bizlerde yaptığımız planlarda bu doğrultuda çalışmalarımızı revize etmekteyiz.

Kuşadası’nın, bugünü göz önüne alındığında, ideal bir plana kavuşmasına imkânsız gözüyle bakılıyor. Bu durumun gerçeklik payı sizce nedir? Kuşadası’nda ideal planlama size göre nasıl olmalı?

Kuşadası’nda en doğru ideal planlama, ilçenin bir doğal afet sonrasında sıfırdan yapılmasıyla daha mümkün olabilir. Örneğin; Atça ilçesinde, geçmiş yıllarda olan bir yangın sonrasında, ilçeye bilirkişiler getirilerek yeni planlar yapılmış ve daha sağlıklı, yaşanabilir ideal planlama sağlanmıştır. Tabi ki de böyle bir doğal afet olmasını asla istemeyiz. Fakat en doğrusu bu şekilde olacaktır. Nedeni ise mülk sahiplerine verilen hakların geri alınamayacak olmasıdır. Planda yapılan en ufak bir değişim, domino etkisi yaratacak ve kentliyi etkileyecektir. Bu durumda yapılacak doğru yaklaşım, mevcut konut alanları içerisinde, yenilenen bölgelerde ve gelişme konut alanı olarak planlanan yerlerde, imar planlarının daha çok çevreye yönelik olmalıdır. Örneğin, sahil kesiminde bulunan yapılar denize paralel olması, sahilden gelen rüzgârın kentin iç taraflarına girmesine engel olarak kentin havalandırma sistemini engellemektedir. Mevcuttaki durum değiştirilemeyeceği için küçük dokunuşlarla, ilçenin daha da yaşanılabilir hale gelerek, markalaşması sağlanabilir.

Kuşadası, 80’li yıllara kadar, yavaş yavaş yeşil alanlarını kaybeder ve yüzünü betona döner. Mekansal gelişim çerçevesinden baktığımız zaman, Kuşadası’nı nasıl görüyorsunuz? Plan uygulamaları hakkında bilgi verir misiniz?

Kuşadası’nda, evet, 80’li yıllara kadar, yavaş yavaş yeşil alanlar parçalanarak, yoğunlukla konut ve turizm alanlarına dönüştürüldüğü görülmektedir. Bunun bir nedeni, turizm sektörünün kalkınması için ülke kapsamında yapılan teşviklerdir. İlçeye bir anda gelen nüfus karşısında patlama yaşamış ve yeşil alanlarımız yok olmaya yüz tutmuştur. Makraform ve planlar açısından bakıldığında büyük ölçekli yeşil alanımız kent merkezinde sadece mezarlık alanı olarak gözükmektedir. Makraform açısından baktığımız da aslında planlar açısından da bilgi sahibi oluyoruz. İlçenin ne şekilde büyüdüğünü planlar açından gelişme alanlarının ne yöne doğru ilerlediğini görebiliyoruz.  İlçemizde oluşan bu yoğunluğun giderilmesi anlamında, planlarda yapılan güzel bir zone uygulaması var. 1/5000 ölçekli nazım imar planlarında ve buna bağlı olarak hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planları gelişme alanlarında zone bölgeleri bulunmaktadır. Zone bölgelerinde, yoğunluk giderek azalmaktadır.

Yeşili terk edip, kenti betona teslim ettiğimiz zaman, kentleşme sorunları da ister istemez adımlarımızı takip ediyor. Kuşadası’nda yaşanan kentleşme sorunlarından da bahsedelim istiyorum.  Bir uzman olarak, sizin konu hakkındaki bakış açınız nedir?

Bu sorunun cevabını bir sebebe bağlamak, konuyu açıklamamız bağlamında yetersiz kalır. Bu yüzden birkaç alt başlık altında toplayarak bu soruya cevap vermek istiyorum.

Kuşadası’nda, planlanan nüfustan daha fazla bir nüfusa sahip olunması, yapılan planlarda sorunlar yaratmıştır. Öncelikle, Kuşadası’nda ‘’Çarpık Kentleşme’’ konusundan bahsedelim…

Çarpık kentleşme, özet olarak, kentin nüfus ile beraber plansız, estetik kaygıdan uzak, altyapısız bir şekilde büyümesidir.  Kuşadası’nda bu durum, 60’lı yıllarda yavaş yavaş başlasa da aslında 80’l yıllarda, turizm teşvikleri ile ilçenin bir anda nüfus patlaması yaşaması ile önemli ölçüde sorun yaratacak duruma gelmiştir. Planlanan nüfustan daha fazla bir nüfus artışı olması, ilçenin, planlar doğrultusunda ilerlemesine engel olmaya başlamıştır. İlçenin büyümesi hızlı olduğundan, yaşayanların arzına uygun olarak ilçe genişlemeye ve kullanım alanlarını oluşturmaya başlamıştır. Bunun sonucunda var olan ilçenin kentsel kimliği göz ardı edilerek yeni yapılar oluşmaya başlamış ve ilçe yavaş yavaş mimari açıdan tarihi kimliğini kaybetmeye başlamıştır.

Kuşadası’nda sosyal donatı, yeşil alan ve buna benzer ihtiyaçlara bağlı Kentleşme Sorunları...  

Öncelikle, sosyal donatı dediğimiz kullanıma açıklık getirmek gerekiyor. İmar planlarında, umumi kullanıma ayrılmış olan Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) ve Kamulaştırma Ortaklık Payı’ndan oluşturulan alanların tümüne verilen genel isimdir. İlçemizde, kamuya ayrılan binaların, merkez sınırları içinde olmaması gerekmektedir. Kentlerde kamusal alanlar; otogar, kamu binaları, pazar yeri gibi kent sınırlarında yer seçimi yapılarak uygulamaya geçirilmelidir. İlçemizde nüfusun artmasıyla beraber araç sayısı da artış göstermektedir. Buna bağlı olarak da ilçede park alanı sıkıntısı ortaya çıkmakta ve otopark alanları yeterli olamamaktadır. Yeşil alan ve park alanları açısından çok büyük sıkıntılar vardır. Gelişme alanlarında yeni oluşan planlar doğrultusunda, yeşil alanlar ayrılmaya başlanmış olup, mevcutta uzun zaman önce planlanıp binaların olduğu merkez bölgelerde yeşil alan ve park alanı azlığı büyük bir problemdir. Davutlar ve Yaylaköy mevkiilerinde, Agro turizm (tarım turizmi) yapılarak, ilçenin tarım alanları imara açılmadan turizme katkı sağlanması; ilçe merkezinde kamuya terk edilen alanlarda yeşil alan çalışmasının yapılması, Dilek Yarımadası Milli Parkı, ilçede bulunan sit alanları ve tarihi kent merkezi korunacak alanlar olup, çevrelerinde bulunan parseller de korunacak parsellere uygun olarak planlanmalıdır.

Kuşadası’nda, ulaşım ve otopark altyapı sorunları…

İlçemizin kent merkezi ile Güzelçamlı ve Davutlar Mahalle’si arasında kullanılan anayol, artan nüfus ve araç kullanımına yeterli gelmemektedir. Hele ki yaz aylarında bu yol kilitlenmekte olup sahil yolları kullanmaya başlanmıştır. Sözü edilen yol Davutlar Mahallesi, Güzelçamlı Mahallesi ve Kuşadası merkezini bağlayan da bir yoldur. Alternatif olarak kullanılan yolların, düzenlenip, daha sürekli ve düzenli hale getirilmesi planlanabilir.  Altyapı sorunu olan bölgelerde, Fen İşleri çalışmalar yaparak çözüme kavuşturmaya başlamıştır. Yeni imara açılacak alanlarda, inşaat faaliyetlerine başlanmadan, altyapı çalışmaları yapılıp sonrasında faaliyetlere başlanması doğru olan bir çözümdür.

Kuşadası ve çevresinde kaynak ve potansiyellerin yeterince kullanılmaması…

Kuşadası’nın, bütünüyle çok verimli kaynakları ve potansiyelleri bulunmaktadır. Denizi, sahili, Millipark’ı, fauna ve flora çeşitliliği ve de tarihi ve kültürel yapısı ile büyük bir zenginliği bünyesinde bulundurmaktadır. Samos Adası’na, İzmir ve Muğla’ya olan yakınlığı da ilçenin potansiyellerindendir. Bu potansiyeller, turizmi artırıcı şekilde kullanılırken bir yandan da var olan çevresel potansiyelin korunması sağlanmalıdır.

Kuşadası’nda, kentlilik ve koruma bilincindeki yetersizlikler…

Bu konuya, plan doğrultusunda bakıldığında, yapılan her işlem belediyelerden geçmiyor, yani bazı planlar Bakanlık tarafından da yapılmaktadır. Kentlilik ve koruma bilinci ilk olarak ilçemizde yaşayan vatandaşlarda oluşması gerekmektedir. Rant için yapılmış uygulamalardan vazgeçilmelidir. Kent bir bütündür. Belli bir bölgede yapılan değişim, bütün kenti etkilemektedir. Planlama yapılırken de parçacıl bir plandan çok bütünsel açıdan bakılarak bir plan oluşturulmalıdır. Plan yapılan alanda yaşanılıyormuş gibi düşünülerek ihtiyaçlar karşılanmalı, korunması gereken alanlar göz önünde bulundurularak planlar oluşturulmalıdır.  

Kuşadası’nı yeniden planlayabilseydiniz neler yapardınız? Sıfırdan oluşturacağınız kent kimliğini merak ediyorum…

Eğer ilçeyi sıfırdan planlayabilseydim, sahil kesiminde bulunan yapıların, bileşik nizamını bu denli uzun tutmayarak planlar ve aralardan kentin havalandırmasını sağlardım. İlçede her mahallede yaşayan kişilere uygun olacak şekilde park alanları yaratıp, ilçede yaşayan herkesin rahatça ulaşabileceği yeşil alan ve park alanları oluştururdum. Sahil kısmında, eğim çok fazla olmadığı için Güzelçamlı Mahallesi’nden başlayıp Soğucak Mahallesi’ne kadar gelen bisiklet ve yürüyüş rotasını, ilçe merkezine kadar getirerek ilçeye entegre ederdim. Kentte oluşan trafik yoğunluğunu, park sorununu da bu şekilde azaltarak hem çevreye hem de vatandaşlara yararlı bir uygulama planlardım.


  • post

Yorum Yazın