Serpentin: Fransa’nın En Uzun Binası
1950’li yıllardayız, savaş sonrası yeniden yapılanma döneminin tam ortasında. Büyük toplu konut projeleri, mümkün olan en çok kişiyi hızlı ve düşük maliyetlerle barındırma isteğinden doğdu. 1953 yılında Pierre Courant, Yeniden Yapılanma ve Şehirplanlama Bakanı olarak atandı ve yeni konutların seri üretimini hedefleyen bir plan başlattı. Pantin’in kuzeyinde yer alan Courtillières sakinliği, bölgedeki diğer pek çok toplu konut gibi inşa edildi; ancak bu konut, köklü bir farkla öne çıktı: görsel açıdan çarpıcı bir forma sahipti. Mimar Émile Aillaud, onu dört hektarlık bir peyzaj parkı üzerinde uzanan, uzun bir kilometreyi aşan dev bir serpinti olarak tasavvur etti.
Çevredeki Modernizme Karşı Kopuş İçinde Bir Plan
Plan devrim niteliğindedir: savaş sonrası ülkedeki yeniden inşa sürecine hızla katılmak üzere genelde kasvetli ve aceleyle tasarlanan binaların aksine, serpentin biçimini benimser ve tüm kıvrımlarıyla dolgu ve çukur içeren bir yapıyı kurar. Bu özgün kenti-create için Emile Aillaud, İtalyan Ortaçağ şehirlerinin kapalı sisteminden ilham aldı ve XVIII. yüzyılda İngiltere’nin güneyinde Bath şehrinde kurulan kent planını da esin kaynağı olarak kullandı. Özetle, Le Corbusier, Charlotte Perriand ya da Jean Prouvé’nin çok sade modernist ilkelerine açıkça meydan okuyan bir plandı. Mimarlığın ötesinde, mimar farkını alışılmadık renklerle de gösterdi: dış cephede gökyüzü mavisi, iç mekanda pembe. Bu kopuş, dönemin basını tarafından da vurgulandı; “Pantin’deki bir Manhattan” veya “HLM’ler HLM olmayanlar” şeklinde betimlendi.
Çabuk Yapıldı mı, İyi Mi?
Serpentin, Camus yöntemi olarak bilinen, vizyoner bir inşa tekniği olan betonu temel alan bir yapı sistemiyle yükseldi ve bu yöntem, URSS’ye kadar ihraç edilecek şekilde planlandı. Amacı, Seine-Saint-Denis için yeniden yapılanma programı kapsamındaki 5000 konutluk hedefin içinde yer alan 600 konuttan fazlasını teslim etmekti. 1964 yılında Courtillières kenti, 6.000 nüfusu ağırlamaya hazır durumdaydı. Başlıca sorun ise, savaş sonrası dönemin büyük konut projelerinin çoğunda olduğu gibi bu yapının uzun vadede sürdürülebilir olmamasıydı. 1990’ların sonunda, daha önceki on yıl içinde yapılan ilk rehabilitasyona rağmen yapı hâlâ hızla bozuluyordu; daireler sağlıksızlaşmış, ortak alanlar harap olmuş, kentin kapalı ve güvenlikli görünümü her türlü uyuşturucu ve suç/faaliyet için uygun bir zemin yaratıyordu… 2000’li yılların başında Serpentin için büyük bir yeniden yapılandırma planı başlatıldı; ancak kısa süre içinde Nicolas Sarkozy’nin bu yapıyı Tarihi Anıtlar listesine dahil etmek istediğini açıklamasıyla durduruldu.
