Robert Redford 89 yaşında aramızdan ayrıldı
Amerikan sinemasının efsanelerinden biri olan Redford, atletik duruşu, parlak gülümsemesi ve altın rengi saçlarıyla filmlerin karakterlerini şekillendiriyordu. Bir Kaliforniya ideali olarak görülen bu ikon, bu salı 16 Eylül’de 89 yaşında hayata veda etti; bu bilgi New York Times‘a göre doğrulandı.
1936 yılının 18 Ağustos’unda Santa Monica’nın yoksul bir mahallesinde doğan Robert Redford, Büyük Buhran döneminde büyüdü ve Avrupa’da Güzel Sanatlar eğitimi almak üzere yola çıktı. Paris ile Floransa arasında, sanatçı ruhuna sahip genç adam önce Fransa başkenti, sonra da İtalya’da ilerledi ve orada ilk eskizlerini çizdi. Bu çizimler, 2011 yılında Arternativelight sergisi kapsamında sergilendi ve plastik sanatlar tutkusunu, kadın çıplak figürlerini ve kömürle yaptığı portrelerini gözler önüne serdi. Bu eserleri halka açmaya ikna eden kişi ise ikinci eşi Sibylle Szaggars Redford oldu. Sibylle, Monaco Hebdo’ya şu sözlerle anlatır: « Kaliforniya’daki evde yüzlerce çizim var. Ancak kocam gençlik yıllarında yaptığı bu çalışmaları hiçbir zaman halka sunmak istemedi. Monaco’daki bu proje başlatıldığında, iki yıl önce onu ikna etmeyi başardım. »
Ancak Robert Redford’ın ilk zaferi, Amerikalı yönetmen George Roy Hill’in yönettiği western filmi Butch Cassidy ve Sundance Çocuğu oldu (1970). Bu filmde Paul Newman ile birlikte başrolde yer aldı. Sinemada onsuz da büyüyen kariyeri, Sydney Pollack’ın kendisine kazandırdığı bazı en ikonik rolleri de içerdi: En Güzel Yıllarımız (1973), Kondor’un Üç Günü (1975) veya Afrika’ya Yolculuk (1986). Oyuncu, 1980 yılında ilk filmini yönetti: Herkes İçin İnsanlar, ve bu yapıt dört Oscar kazandı. Beşinci filmi Atların Kulaklarına Fısıldayan Adam (L’homme qui murmurait à l’oreille des chevaux), onun yapımcısı, yönetmeni ve başrol oyuncusu olduğu proje olarak büyük bir başarı elde etti. 2019 yılında Fransız sineması onun tüm kariyerini onurlandırdı ve törende César d’honneur ödülü takdim edildi.
