Kuşadası Belediyesi’nin anlaşmazlıkla sonuçlanan toplu iş sözleşmeleri sırasında ortaya koyduğu tutum, 12 Eylül dönemini hatırlattı. İşçileri temsil eden Belediye İş Sendikası’nın Kuşadası Belediyesi’ne gönderdiği 18 Nisan’da greve çıkılacağını belirten tebligatı sonrasında, çalışanlar üzerinde müthiş bir baskı başladı.

Grevin kesinleşmesi üzerine karşı atağa kalkan belediye yönetimi, 2 yılı aşkın süredir mağdur edilen emekçilere haklarını vermek yerine, sendikayı devre dışı bırakma yolunu seçtiler. Dün öğleden sonra yoğunlaşmaya başlayan baskılar sırasında Personel A.Ş. yöneticileri tarafından görüşmeye çağrılan amirlerden, işçileri grevden vazgeçerek belediye tarafından önerilen teklifi kabul ettirmeleri istendi. CHP’li Yönetim Kurulu Başkanı Soner Kaplan ile cezaevindeki FETÖ sanığı Erkan Karaaslan’ın ortağı olan Genel Müdür Erman Taşçı, talimatlarını ilettikleri amirlere, öneriyi kabul etmeyerek greve giden işçileri işten çıkartmakla tehdit ettiler.

Amirler tarafından şefler aracılığı ile çalışanlara iletilen tehdit mesajları, büyük tepki ile karşılandı. Mesajı alan işçilerden gelen tepkilerin giderek sertleşmesi üzerine dün ilerleyen saatlerde pek çok şef ve amirin telefonlarını kapatmak zorunda kaldıkları belirtildi. Belediye yönetiminin talimatı ile yoğunlaştığı belirtilen baskı operasyonunun özellikle Temizlik İşleri’nde yoğunlaşması dikkat çekti.

İşçi dostu olduğunu ilan eden CHP’li bir belediyede sürdürülen uygulamanın sorgulanması gerektiğini ifade eden çalışanlar, “Bu demektir ki, Türkiye’nin reddettiği 12 Eylül mirasını Kuşadası Belediyesi sahiplendi. Kuşadası Belediyesi çalışanları 2 yılı aşkın bir süredir zaten mağdur. Biz sadece insanca yaşamak istiyoruz. Ama Kuşadası Belediyesi yönetimi, insanca yaşam hakkımızı bile gasp etmenin derdine düştü” diye konuştular.