Küçük bedenlerin büyük dramı!

Küçük bedenlerin büyük dramı! Küçük bedenlerin büyük dramı!

Felaket o kadar büyük ki, tarifi mümkün değil… Pazartesi sabahı 04.17’den beri rakamlar havada uçuşuyor… Yüzlerle başladı, şimdi binlerle ifade ediliyor. Yarın ve sonrasında gündeme gelecek rakamları düşünmek bile insanın içini ürpertiyor…

Ya rakamların karşılığı? Sıcak yataklarında güneşin doğuşunu beklerken yerin bilmem kaç kilometre altından gelen felaketin kurbanları mı desek, yoksa bir daha hiç güneş yüzü göremeyecek insanlar mı? Kısacası kelimelerin anlatmaya yetmediği bir acı ile yüz yüzeyiz…

Biz, o acıyı tarif bile edemezken bunu yaşayan çocuklara ne demeli?

Deprem bölgesindeki sağlık kuruluşları, enkaz altından kurtarılan minik bedenlerle dolu. Adana, Hatay, Urfa, Kahramanmaraş ve diğer illerde hastane koridorlarında umutla kendilerini kucaklayacak anne-babalarının yolunu gözleyen o kadar çocuk var ki…

Umutla beklenen ebeveynler gelecek mi, gelmeyecek mi belli değil. Nerede oldukları da… Belki hala bir enkazın altında, belki bir hastanede, belki de bir ceset torbasının içinde kimliğinin teşhis edilmesini bekliyor…

Şu anda daha gündeme gelmese de deprem bölgesinde yaşanan en büyük trajedi işte bu. Kurtarılan çocuklar öylesine büyük bir şok yaşamışlar ki bazıları isimlerini bile hatırlamıyor. Anne-baba diyorlar ama kimlikleri konusunda en küçük bir ipucu bile veremiyorlar.

Peki bu çocuklar ne olacak? Sağ kalmış yakınları çıkmazsa elbette devlet hepsini himaye altına alacak. Ama yaşadıkları dramı kim, nasıl unutturacak?


  • post

Yorum Yazın