Zeytin cellatlarını yargı affetmiyor
Kuşadası’nda doğa dostlarının zeytinliklerin köklenmesine karşı tepkileri sosyal medya ile sınırlı kalırken, Türkiye’nin dört bir yanından olayı yargıya taşıyan çevre kuruluşlarının zafer haberleri gelmeye başladı.
Zeytinlik alanların özel yasa ile korunmasına rağmen inşaat yapmak amacıyla köklenmesine karşı mücadelelerini yargıya taşıyanların kazandığı davaların sayısı artmaya başladı. Yasada “1995 yılından sonra hazırlanan imar planlarında zeytinlikler üzerinde inşaat yapılamaz” hükmü bulunmasına rağmen, Bodrum’da ruhsatı alarak köklenen zeytinlik üzerine temelleri atılan lüks konutlara karşı açılan davada, mahkeme ruhsatın iptalin ve inşaatın mühürlenmesine karar verdi. Edremit’te ise imar planı 1995 sonrası hazırlanan bir bölgede 2013 yılında inşaat yaptığı belirlenen firma, kestiği ağaç başına para cezalı ödemeye mahkum edildi. Mudanya ve Antalya’da da bazı tamamlanmış inşaatların zeytin kökledikleri için para cezaları ile karşı karşıya kaldığı belirlendi.
Son dönemlerde yoğun bir şekilde zeytinlik kıyımına sahne olan Kuşadası için de örnek olabilecek uygulamalar, çevrecilere umut verdi. Kuşadası’nda yaşayan çevreciler, bu duruma karşı örgütlü hareket etmenin, yeni kıyımın önüne geçmek adına caydırıcı bir hamle olduğuna dikkat çektiler. Edremit’teki davada, yargılanan inşaat firmasının, 2013-2017 yılları arasında yatırım alanında bulunan 77 ağacı kestiğine ait delillerin uydu görüntülerinden elde edildiğine dikkat çeken çevreciler, bu tür doğa kıyımlarına karşı kişisel tepkiler yerine örgütlü mücadele etmenin şart olduğunu vurguladılar.
slkhaber.com’da yayınlanan yazısıyla Kuşadası’nda yaşanan zeytin kıyımının yeniden gündeme gelmesini sağlayan Ziraat Mühendisi Hasan Göçmen, yasaların halen geçerliliğini koruduğu ifade ederek, bu tür yerlerde yapılan inşaatların ruhsatlandırılmaması gerektiğini belirtti. Göçmen, zeytin ekili arazilerdeki yapılaşma koşulları ile ilgili hükümleri şöyle özetledi:
“- Orman sınırları dışında kalan ve 1 dekar (1000m2) alanda en az 10 adet kültür çeşidi ve yabani zeytin bitkisinin bulunduğu alan, zeytinlik saha olarak tanımlanmaktadır.
- Belediye sınırları içerisinde imara uygulamasının gerekli olduğu durumlarda alt yapılar dahil tüm yapı alanı, zeytinlik alanın yüzde 10 unu geçemez.
- Tapu vasfı zeytinlik olmayan ancak üzerinde zeytin ağaçları bulunan ve tapu vasfı zeytinlik olan ancak üzerinde zeytin ağaçları bulunmayan alanlarda da adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
- Zeytinlik alanlarda 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanım kanunu hükümleri değil, özel kanun niteliği taşıması nedeniyle 3573 sayılı zeytincilik kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.”
Ziraat Mühendisi Hasan Göçmen ve bu konuda mücadele veren çevre örgütlerinin hukukçularının ortak görüşüne göre, bu hükümler çerçevesinde yapılacak yasal başvurular, zeytinlik arazilerde yapılaşmanın önüne geçmek için büyük önem taşıyor. Edremit’te alınan karar ise geçmişe yönelik eylemlerin cezalandırılması adına önemli bir örnek oluşturuyor.
SLK HABERYazarımızın Diğer Yazıları
HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMAYACAK!